baykuş
bakışlarından ibaret yüzölçümüyle,
bir
şekil iblis gibi içime düşecek yaşamak
yalnızlıkla
büyümüş bir çocuk ölecek
tüm
akranlarını öldürmüş bir çocuk!
bu
kulvarın ehlidir rabbim, bize kimsesizliği öğretecek
devrimci
bir tutum gibi azalan,
havva’nın
çocukları gibi çoğalan bir kimsesizlik
ve
kimsesizliğimiz; sanki bir lara fabian konseri
kadavrasından
öpüyorum mutluluğun
içtihâdsiz
her adam adına yemin edebilirim ki;
ülser
bir yandan, şirk ve intihal bir yandan
ruhumun
tek ayaklı gergedanları bir yandan
kadran
deryalardan geçip,
yeryüzünün
dikişlerini parçalayacaklar
ve
bu uzuvsuz nedamet,
-kendini
kalpazanlığın kıymetsiz ihtişamından çalan-
bir
insana dönüşecek, aynılaşacak bir insan!
geçmişin
kutlaması gereken idamları,
dudaklarıma
devşirilmiş methiyeler düzecek
ve
dudaklarım; isodara duncan’ın eşarbı
omzundaki
çukura gömüleceğim
hira,
meryem’in rahmidir sevgilim
ve
ben, bir çarmıhın gölgesi
yani
rüzgar her şeyi alıp götürmeyecek,
‘pilleri
olacak radyoların’
bir
başka kent, bir başka sokak bulunacak
biraz
kırılışı kalacak kavafis duruşumuzun
biraz
da kayboluşu ahmet kaya şarkılarının
bir
başka ben, bir başka sen bulunacak
şakakları
beyazlaşacak ölümün
ve
ölüm; müşterek yalnızlığımız
paylaşacağız
ahireti.
bireylikler - sayı 53 | kasım - aralık 2013