ölüm
kadar terbiyeliyim, ölüm kadar namuslu
kimse
hatırlamıyor kim olduğumukalbim cezayir, kalbim auschwitz
içi insan, dışı buz demir; şili’de bir konteynır
kalbim erkete, saklanan şehir
bak küfriyâtın piyasası düşüyor, müsiad kızgın
cebimde üç-beş hap var biraz da isyan
şehrim fazla pro-amerikan, fazla dış işleri
kan ve kargaşayla yazacak kiramen katibin
bu tablo, güçlülerin devleti ve ihaneti
kalbim kış, unuttuğun simsar atkı
-mukâtebin eli kulağında-
kalbim, kulağına üç defa okunan isim
polisler zaten artist
kalbim bir yönetim biçimi, ellerin gibi haram
ellerin sırtına saplanan zülfikar,
küpesini kaybeden yavuz
gözlerimi içime diktim; işte katliam
bazen soyunuyorsun, bazen alabildiğine yalnız
genzimde the famous grouse
dudakların aynı, ankara fihrist
bak bunlar bildiğimiz şeyler
üç kulhu, bir sen, bir de elham
bak bu vals bizim için çalıyor
bak nasıl gömülüyor cümleler
bak nasıl oluyor da hala suskunsun
kalbim, bu şehrin karnını deşen tinerci
ellerin gibi yoksul, ellerin gibi soysuz
bak ben de mülkiyetsizm, sen de mülkiyetsist
kadrajın içindeyiz, çıkış yok, çıkışlar yalan
godot gelirse kafka ölür, milena orospu olur
bir yol üstü lokantası aç mısın diye sorar,
bir katamaran siktir çeker
-dünya daha iyi ya da daha kötü değil-
kalbim zaten çıplak semazen, yoz dergah
ve müridi tüm terkedişlerinin
kalbim yorgun ve mutsuz bir geçmiş
birikintisiyim duruşundan damlayan gecenin
bak bu zincirler marksist
kalbim, parthenogenesis
yas tutan kamber, sünnetsiz mürşid
kalbim, pusulasını arayan derviş
şahadet nedir bilmeyen peygamber, günahsız yezid
ve zamanı erteleyen sen; deryâd
-ki seni bilirim-
gözlerinde ustura izi taşıyan bir bandini gibi
bahara kadar beklemedikçe
günaha dönüşümden haberin olmaz
zaten geç fark ettiğimiz
bir iktidar meselesiydi sevişmemiz
hamdolsun.
bireylikler dergisi, sayı 50 | mayıs - haziran 2013